KONUTBİRLİK
S.S. Marmara Konut Üretim Yapı Kooperatifleri Birliği
Temmuz 1971’de 10 konut yapı kooperatifi bir araya gelerek “Marmara Bölgesi Yapı Kooperatifleri Birliği” kısaca “KONUTBİRLİK”i kurdular. İlk “kooperatifler yasası” 1969’da yürürlüğe konmuş olmasına rağmen, Türkiye’deki ilk kooperatifler birliği olan Konutbirlik öncü olarak kuruluşunu 2 yılda tamamlamıştır. Birliğin kurucuları dönemin işçi sendikaları, meslek kuruluşları ve derneklerinin başkanlarıdır. 1971 – 1974 yılları arasında 3 yıllık bir dönemde Konutbirlik, demokratik haklar, toplumsal sorunlar, insan hakları konularında etkinlikleri ile birlikte üye kooperatifleri sayesinde İstanbul’un çeşitli bölgelerinde 3.000’e yakın toplu konut gerçekleştirmiştir.
1974 – 1984 yılları arasında 4.000 konut tamamlanmıştır.
1984 yılında yeni yönetim kurulu ve başkanı ile Konutbirlik işlevini hızlandırmış ve Türkiye’de ilk olarak “Merkez Birliği” kurulması kararını almıştır. “Merkez Kooperatifler Birliğinin ” kurucu üyesidir.
1984 – 1991 yılları arasında 12.750 konut tamamlanmış ve 3500 tanesi halen inşa edilmektedir. Son 7 yılda ana yapı birkaç değişiklikle korunmuştur. Son 20 yıl içinde 19114 konutun yapımı hiç de küçümsenecek bir rakam değildir. Her yıl üretimi artmış ve Halkalı Projesi ile kendini kanıtlamıştır.
Halkalı Yeni Yerleşim Projesi Konutbirliğin tüm kendi öz kaynakları ile oluşturulmuştur.
Konut sorununu çözmek, bu karışıklığı düzeltmek ve işbirliğini bu konuda güçlendirmek Konutbirliğin ana hedefidir.
Birlik tarafından sağlanan hizmetler sırasıyla:
- İmar stratejileri kapsamında arsa edinmek, finans ve yönetim konularında danışmanlık
- Alt yapı ve inşaatlara ait entegre mühendislik hizmetleri
- Konut, sosyal ve çevresel tesislerin mimari tasarımları
- Fizibilite çalışmaları, yerli ve yabancı kaynaklara kredi başvuruları
- Proje yönetimidir.
Sadece yaratılan kentsel toplumun niteliği değil bunun için kullanılan yöntemler ve araçlarda Konutbirliğin amaçları arasındadır. Bu anlayışla, vatandaşların “Devletten her şeyi bekleme” yaklaşımı geçersin ve demode bir durumdur. Türkiye’de Devletin bu anlamda politikası ve yönelimi olmamıştır. Kentleşmeyi gerekli kılan koşullar için yeni katılımcı örgütlenmelere yönelmek kaçınılmazdır. Çağdaş kentsel yaşam için, toplum ve çevresi ile birlikte ilişkileri canlı tutmak için kapsamlı bir sosyal atılıma gerek vardır. Bu durumlarda yaşam niteliği bakımından karmaşık metropoliten alanlar içinde yaşayanları umutsuzluğa sürüklemektedir. Uygun bir kentsel çevre yaratmak için fiziksel planlama, sosyal kriterlerle birlikte düşünülmelidir. Toplum için uygun kent yerleşimleri için bazı durumlar handikap oluşturmaktadırlar. Bu olumsuz ve talihsiz koşullar şöyle sıralanabilir;
- Planlama uzmanlarının insan davranışları ve gereksinimleri konusunda yeterince eğitimli olmamaları
- Konuyu küçümseyen bu elemanlar belki de ülkedeki en büyük planlama yetkilerine sahiptir.
- Yönetimlerin gösteriş ve kar amaçlı politik beklentileri nedeni ile kentlerin gelişiminde olumsuz etkileri olmaktadır. zorlukların aşılmasında, nesnel olmayan yargılardan kurtulmak için mukayeseli biçimde ve çeşitli boyutlardaki değişkenlerin araştırılması gerekmektedir. Kooperatif kesimi Konutbirlik tarafından bir takım önerilerle konuya yaklaşmaktadır.
- Kentli insanlar belli gereksinimlerini karşılayabilmek için kendi aralarında iyi bir şekilde örgütlenmelidirler.
- Bu gereksinimler belli projeler etrafında somutlaştırılmalıdır.
- Kamu kuruluşları ve özellikle yerel yönetim birimleri kendi aralarında işbirliği yapmalı ve bu işbirliği sözleşmeye bağlanmalıdır.
- İşbirliği çok amaçlı olmalı ve diğer yan gereksinimler (alt) için devamlılığı sağlayarak, toplumun sistematik ve yaygın bir örgütlenmesi sağlanabilmelidir.
Bugünün Türk kentsel yaşamının en belirgin gereksinimi konuttur. Yaşamın diğer kesimlerinde çok zor bir araya gelen insanlar bu konuda daha kolay bir şekilde örgütlenebilmektedir. Bu doğaldır çünkü konut edinme, barınma ihtiyacından öte insanlara saygınlık kazandıran ve giderek de adaletsiz gelir dağılımını önleyebilen bir durumdur.
Bir sürü olumsuz koşula rağmen ülkedeki konut sektöründe kooperatiflerin önem kazanmasında bu etken çok belirgindir. Konut edinmek için bir araya gelen insanlar beraberliklerini daha sonra da yaşamlarını daha iyileştirebilmek için sürdürmelidirler. Sosyal ve çevresel gereksinimleri ömürleri boyunca sürecektir.
Kentlerimiz içinde yaşayanları ve gelecek olanlarla oluşmaktadır. Kentleri duvarlarla çevrelemek yerine yeni gelenleri de içeren aktif olarak katılımlarını sağlayacak yeni kentsel politikalar üretilmelidir. Kentin gerçek sahibi, kentini seçerken kentleşme biçimini ve yaşam biçimini de beraberinde seçen kentli insanın kendisidir.